27 Aralık 2014 Cumartesi
26 Aralık 2014 Cuma
Ey âdemoğlu!
▓▓▓▓█░▓█░░░▓█░░░▓▓▓▓█░▓█░▓█░
▓█░▓█░▓█░░░▓█░░░▓█░▓█░▓█░▓█░
▓▓▓▓█░▓█░░░▓█░░░▓▓▓▓█░▓▓▓▓█░
▓█░▓█░▓█░░░▓█░░░▓█░▓█░▓█░▓█░
▓█░▓█░▓▓▓█░▓▓▓█░▓█░▓█░▓█░▓█░ (C.C) BUYURDU:
Ey âdemoğlu! Ömrün her geçen gün biraz daha kısalır ama bunu idrak etmezsin... Sana her gün rızkını gönderirim ama şükretmezsin. Aza kanaat etmez, çokla da doymazsın...
Ey âdemoğlu! Katımda sana rızkın ulaşmadığı gün yoktur; ancak meleklerin huzuruma senin tarafından işlenmiş çirkin fiilleri ulaştırmadıkları gün de yoktur... Sen hem benim verdiğim rızkı yiyor hem de bana isyan ediyorsun...
Bana dua ediyorsun, sana icabet ediyorum...Benden sana hep iyilikler inip dururken, senden bana kötülüklerin çıkıp duruyor... Ben senin için iyi bir dost ve koruyucu iken, sen benim için ne kötü bir kulsun! Sana verdiğim nimeti benden gizlemeye kalkışıyorsun...
Ben, peş peşe yaptığın kötülüklerini örter ve senden utanırken, sen benden utanmıyorsun... Beni unutuyorsun ama benden başkasını hatırında tutuyorsun... İnsanlardan korkuyor fakat benden korkmuyorsun... Onların ezasından çekiniyor ama benim gazabımdan çekinmiyorsun...
▓█░▓█░▓█░░░▓█░░░▓█░▓█░▓█░▓█░
▓▓▓▓█░▓█░░░▓█░░░▓▓▓▓█░▓▓▓▓█░
▓█░▓█░▓█░░░▓█░░░▓█░▓█░▓█░▓█░
▓█░▓█░▓▓▓█░▓▓▓█░▓█░▓█░▓█░▓█░ (C.C) BUYURDU:
Ey âdemoğlu! Ömrün her geçen gün biraz daha kısalır ama bunu idrak etmezsin... Sana her gün rızkını gönderirim ama şükretmezsin. Aza kanaat etmez, çokla da doymazsın...
Ey âdemoğlu! Katımda sana rızkın ulaşmadığı gün yoktur; ancak meleklerin huzuruma senin tarafından işlenmiş çirkin fiilleri ulaştırmadıkları gün de yoktur... Sen hem benim verdiğim rızkı yiyor hem de bana isyan ediyorsun...
Bana dua ediyorsun, sana icabet ediyorum...Benden sana hep iyilikler inip dururken, senden bana kötülüklerin çıkıp duruyor... Ben senin için iyi bir dost ve koruyucu iken, sen benim için ne kötü bir kulsun! Sana verdiğim nimeti benden gizlemeye kalkışıyorsun...
Ben, peş peşe yaptığın kötülüklerini örter ve senden utanırken, sen benden utanmıyorsun... Beni unutuyorsun ama benden başkasını hatırında tutuyorsun... İnsanlardan korkuyor fakat benden korkmuyorsun... Onların ezasından çekiniyor ama benim gazabımdan çekinmiyorsun...
9 Aralık 2014 Salı
6 Aralık 2014 Cumartesi
4 Aralık 2014 Perşembe
3 Aralık 2014 Çarşamba
Müminin Bakışı İbret, Konuşması Hikmet, Susması Tefekkür Olur
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Kâinat ince bir hesap üzere yaratılmıştır. Yani Allahü teâlânın her işinde hikmetler vardır. Her emrinde hikmetler gizli olup, her mahlûkunda ders alınacak ibretler var. Onun için Peygamber efendimiz, (Müminin bakışı ibret, konuşması hikmet, susması tefekkür olur) buyuruyor. O hâlde, bizler de sözlerimizi, hâllerimizi, hareketlerimizi hesabını verebilecek şekilde düzenlemeliyiz. İmam-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
(Akıllı insan, sarraf gibidir. Her işi, her hareketi, sarrafın vitrinindeki altın ve çeşitleri gibi olur.)
Akıllı insan, her kitabı okumaz, Ehl-i sünnet âlimlerinin, altın değerindeki kitaplarını okur. Herkes yapıyor diye her işi yapmaz, kıymetli işleri yapar. Herkesle değil, kıymetli insanlarla görüşür.
Yine İmam-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
(Çok kimse hamal gibidir, çok yorulur, çok yıpranır, fakat az kazanır. Çok az kimse de sarraf gibidir, az çalışır, fakat çok kazanır.)
Demek ki, insana az veya çok kazandıran şey, çok çalışmak, çok yorulmak değil meşgul olduğu işin mahiyeti ve ihlâsla yapmasıdır.
O hâlde bizim de, Allahü teâlânın katında çok kazanmamız, Onun razı olduğu işlerle meşgul olmamıza ve sevdiği insanlarla beraber olmamıza bağlıdır.
Eğer Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiği itikada sahip olur ve bildirdikleri yolda gidersek, yorulmadan, uçakla bir yerden bir yere ulaşmak gibi yıpranmadan, kolay ve rahat hedefe, yani Allah’ın rızasına kavuşulur. Çünkü bu büyüklerin yolu, sarrafların yolu gibidir.
Kâr etmenin yolu
Ehl-i sünnet âlimlerine tâbi olmayı ömrümüzün sermayesi yapmalıyız. Şayet o büyüklere tâbi olup, onların bildirdiği esaslara uyarsak, bu ömür sermayemizi kıymetlendirir ve çok kâr ederiz. Neticede Allahü teâlânın rızasını kazanıp Cennete gideriz. Fakat bu ömür sermayesini, Allahü teâlânın razı olmadığı yerlerde kullanıp heba edersek, zarar ederiz ve sonunda zarar edenlerin gideceği yere, yani Cehenneme gideriz.
Kâinat ince bir hesap üzere yaratılmıştır. Yani Allahü teâlânın her işinde hikmetler vardır. Her emrinde hikmetler gizli olup, her mahlûkunda ders alınacak ibretler var. Onun için Peygamber efendimiz, (Müminin bakışı ibret, konuşması hikmet, susması tefekkür olur) buyuruyor. O hâlde, bizler de sözlerimizi, hâllerimizi, hareketlerimizi hesabını verebilecek şekilde düzenlemeliyiz. İmam-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
(Akıllı insan, sarraf gibidir. Her işi, her hareketi, sarrafın vitrinindeki altın ve çeşitleri gibi olur.)
Akıllı insan, her kitabı okumaz, Ehl-i sünnet âlimlerinin, altın değerindeki kitaplarını okur. Herkes yapıyor diye her işi yapmaz, kıymetli işleri yapar. Herkesle değil, kıymetli insanlarla görüşür.
Yine İmam-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
(Çok kimse hamal gibidir, çok yorulur, çok yıpranır, fakat az kazanır. Çok az kimse de sarraf gibidir, az çalışır, fakat çok kazanır.)
Demek ki, insana az veya çok kazandıran şey, çok çalışmak, çok yorulmak değil meşgul olduğu işin mahiyeti ve ihlâsla yapmasıdır.
O hâlde bizim de, Allahü teâlânın katında çok kazanmamız, Onun razı olduğu işlerle meşgul olmamıza ve sevdiği insanlarla beraber olmamıza bağlıdır.
Eğer Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiği itikada sahip olur ve bildirdikleri yolda gidersek, yorulmadan, uçakla bir yerden bir yere ulaşmak gibi yıpranmadan, kolay ve rahat hedefe, yani Allah’ın rızasına kavuşulur. Çünkü bu büyüklerin yolu, sarrafların yolu gibidir.
Kâr etmenin yolu
Ehl-i sünnet âlimlerine tâbi olmayı ömrümüzün sermayesi yapmalıyız. Şayet o büyüklere tâbi olup, onların bildirdiği esaslara uyarsak, bu ömür sermayemizi kıymetlendirir ve çok kâr ederiz. Neticede Allahü teâlânın rızasını kazanıp Cennete gideriz. Fakat bu ömür sermayesini, Allahü teâlânın razı olmadığı yerlerde kullanıp heba edersek, zarar ederiz ve sonunda zarar edenlerin gideceği yere, yani Cehenneme gideriz.
27 Kasım 2014 Perşembe
26 Kasım 2014 Çarşamba
3 Kasım 2014 Pazartesi
29 Eylül 2014 Pazartesi
26 Eylül 2014 Cuma
MAĞARADAKİ ÜÇ GENCİN DUASI
MAĞARADAKİ ÜÇ GENCİN DUASI
Bizden önce yaşamış üç genç bir gün uzun bir
yolculuğa çıktı. Akşam olunca geceleme ihtiyacı
onları bir mağaraya sığındırdı ve içine girdiler.
Ancak dağdan kayan büyükçe bir kaya parçası
yuvarlanıp mağaranın kağısını kapattı. Aralarında:
-Bizi bu kayadan Salih amellerimizi şefaatçi
yaparak edeceğimiz dualar kurtarır dediler..
Bunun üzerine yolculardan birisi anlatmaya
başladı..
Benim annem babam çok yaşlıydı. onları çok
kollar, akşam olunca da onlardan önce ne
ailemden ne de hayvanlarımdan hiçbirine yemek
yedirip içirmezdim.. bir gün ağaç arama işi beni
uzaklara attı. Eve döndüğümde ikisi de
uyumuşlardı. Onlar için süt sağdım. Hala
uyumakta idiler. Onlardan önce aileme ve
hayvanlarıma yiyecek vermeyi uygun bulmadım.
onları da uyandırmaya kıyamadım. geciktiğim için
çocuklar ayaklarımın arasında kıvranıyorlardı. ben
ise süt kapları elimde onların uyanmalarını
bekliyordum. derken şafak söktü..
Adam bu olayı anlattıktan sonra dua için ellerini
göğe kaldırdı:
Allahım.. Bunu senin rızan için yaptım.. yolumuzu
kapayan şu taştan bizi kurtar..
Bu duanın akabinde taş bir miktar açıldı. ama bu
dışarı çıkmaları için yeterli değildi.
bunun üzerine ikinci genç anlatmaya başladı:
- Ey Allahım benim bir amcamın kızı vardı. onu
herkesten çok seviyor ve kendisiyle evlenmeyi
arzu ediyordum. Ancak kız bana yüz vermiyordu.
Fakat bir gün kıtlığa uğradılar. Yardım için bana
başvurunca benimle evlenmesi karşılığında
kendisine yardım edeceğimi söyledim. Çok ihtiyaç
içinde olduğu için bana teslim olmaya karar verdi.
ancak tam bu esnada Allahtan kork dedi ve ben
de hem kendisine yardım ettim hem de onu
bıraktım..
Bu dua akabinde mağaranın kapısındaki taş biraz
daha kımıldadı ancak yine de yeterli değildi..
ardından üçüncü genç anlatmaya başladı..
Ey Allahım ben işçiler çalıştırıyordum. Ücretlerini
de derhal veriyordum. Ancak bir tanesi bir gün
ücretini almadan gitti. ben de onun yerine ücretini
işlemeye devam ettim. öyle ki çok kar etti. Derken
uzun yıllar sonra işçim çıkageldi ve ücretini istedi.
ben de şu gördüğün sığır davar ve develer
senindir dedim.
Ey Allahım bunları senin rızan için yaptımsa bize
şu halde yardım et..
Adamın bu duasının hemen akabinde kaya
tamamen açıldı. çıkıp yollarına devam ettiler.
25 Eylül 2014 Perşembe
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)